Son yıllarda ekonomik dalgalanmaların etkisiyle vatandaşların ve işletmelerin
kamuya olan borçlarında ciddi bir artış yaşandı. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu
(SGK) prim borçları ile vergi borçları, milyonlarca kişiyi ilgilendirmektedir.
Pandemi sonrası toparlanamayan piyasa, enflasyonist baskılar ve artan yaşam
maliyetleri, vatandaşın ödeme gücünü zayıflatmış durumdadır. Ülkemizin ağır bir
ekonomik kriz içerisinde olduğunu açıkça ifade edebiliriz. Bu ekonomik kriz
içerinde esnaf, çiftçi, işveren haliyle kamuya olan borçlarını ödeyemez hale
geldiler. Genel Sağlık Sigortası kapsamında olan vatandaşlarımızda SGK’ya olan
prim borçlarını ödeyemedi. Son bir yıldır özellikle vergi daireleri ve SGK
borçlulara e-hacizler göndererek, banka hesaplarına blokeler koydu.
Hal böyle iken artık kapsamlı bir kamu borç yapılandırması kaçınılmazdır.
Yapılandırma talepleri her geçen gün artmakta, vatandaşın artık dayanacak,
sabredecek gücü kalmamıştır.
Haziran ayında hükümetin yeni bir borç yapılandırma düzenlemesi hazırlığında
olduğunu paylaşmıştım. Ancak bu yapılandırmanın önceki uygulamalardan farklı
olarak daha adil ve kalıcı bir çözüm getirmesi şarttır. Borçlara uygulanan gecikme
zammı ve faizi silinmelidir. Faizlerin ne kadar yüksek olduğu ortada. Bugüne
kadar çıkan yapılandırma kanunlarında borçların aslına faiz ve gecikme zammı
eklenerek vatandaşın yükü daha da artırılmıştı. Oysa birçok borçlu, yalnızca
anaparayı ödeyebilecek güce sahipken, faiz yükü nedeniyle yapılandırmalara
başvuramamakta ya da yapılandırmayı tamamlayamadan sistemin dışına
itilmektedir. Onun için bir sefere mahsus kamu borçlarından gecikme zammı ve
faizi silinerek, yapılandırma ana para üzerinden yapılmalıdır. Taksitler
olabildiğince uzun ve eşit olmalıdır. Devletin sosyal devlet olma niteliği gereği,
kriz koşullarında vatandaşının yanında durması, yükünü hafifletmesi gerekir. Bu
noktada adil olan; borcun aslının tahsil edilmesi, faizlerin ise silinmesidir.
Bu yapılandırma; sadece devletin alacaklarını tahsil etmeyi hedefleyen değil, aynı
zamanda vatandaşı yeniden sisteme kazandırmayı amaçlayan bir vizyonla
hazırlanmalıdır. Zira sistem dışına itilen her birey, kayıt dışılığa itilmektedir. Bu da
hem kamu gelirlerinde azalma hem de sosyal güvenlik sisteminin
sürdürülebilirliği açısından risk oluşturmaktadır.
Borç Yapılandırması Ne Zaman Çıkacak?
Vatandaşın özellikle son bir senedir gündeminde olan yapılandırma hükümetinde
nihayet gündemine girdi. Haziran ayında TBMM’ye kanun teklifinin hazırlanarak
sunulması bekleniyor. Bu arada vergi daireleri her gün mükelleflere e-haciz
gönderiyor. Tahsil edebildiği kadarını tahsil etmeye çalışıyorlar. Her ne kadar dün
Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklama yaparak yapılandırma ile ilgili çalışmanın
olmadığını duyursa da bunun vatandaşların ve işletmelerin kuruma olan borçlarını
yapılandırma çıkacağı nedeniyle ödeme yapmamalarının önüne geçmektir. Özetle
kimse rehavete kapılmasın borçlarını ödedin diyorlar. Sonra da tahsil kabiliyeti
olmayan veya düşük olan borçlulara yapılandırma düzenlemesi getirilmiş
olunacak.
Açık bir çağrıda bulunuyorum!
Hakikaten vatandaşlarımız zor durumda. İvedilikle bir yapılandırma bekliyor. Artık
nefes dahi alacak durumda değiller. Özellikle esnaf artık kan ağlamıyor, kan
kusuyor. Gelin Haziran’ı beklemeyin. Milleti daha fazla umutsuzluğa terk etmeyin,
çaresiz bırakmayın. Kapsamlı bir Kanun teklifini derhal hazırlayın ve TBBM’ye
sevk edin. Muhalefetin desteğiyle istenildiğinde bir gecede çözülecek bu konuyu
artık ötelemeyin!
Kaynak: Halk TV